13 Ocak 2013 Pazar

Yeniden Doğuş Süreci


YENİDEN DOĞUŞ SÜRECİ

 

Karmik problemlerin iyileştirilmesi üzerinde çalışırken, karmanın bir hayattan diğerine nasıl taşındığını ve karma kararlarının nasıl alındığının bilinmesi gereklidir. Fiziksel vücudumuz dışında da hayatımız vardır; benliğimizin ve yaşamımızın büyük bölümü fiziksel olmayan düzeyle şekillenir. Ancak iki nedenle biz bunun farkında değiliz; doğum anında karmanın üzeri örtülüdür ve geçmiş yaşamlarımızı unuturuz. Bunun nedeni ise mukayese etmeden ve şaşırmadan, şu anda öğrenmemiz gereken hayata tam olarak konsantre olabilmektir. Aslında bu haksızlık olarak görünebilir, özellikle geçmiş yaşam ve ruhumuzla ilgili ufacık bir bilgiyi bile ne kadar zorlukla elde ettiğimiz düşünülürse. Diğer neden ise, - en azından Batı da- baskın dini otoritelerdir. Katolik ve protestanlık geçmiş yüzyıllarda devlet dinleri idi ve insanlar üzerinde otorite kuran ve onların manevi / ruhsal dünyalarını kontrol altında tutan dinlerdi. İnsanlar her şeyi rahiplere danışırdı ve rahiplikte kilise ve hükümet tarafından idare edilirdi. İnsanlar reankarnasyondan habersiz, bağımlı idi ve korku ile bastırılıyordu. Bunun aksine davranış ve özgür düşünce engizisyon tarafından ölümle cezalandırılıyordu. Yahudiler bu konular ile ilgili bilgilere sahip olsalarda, tamamen boyun eğdirilmiş durumdaydılar. Bu dönemde ölüm, yeniden doğuş gibi bilgiler kaybolmuş ve ruhun yeteneklerinin kanıtları engizisyonda yakılmıştı. Din adına, ne olduğumuza ait bilgilerin yok edilmesi çok ironiktir. Neyseki bu değişmiş ve yeni çağ ile birlikte bilgiler, geri gelmeye başlamıştır.

 

1920’li yıllarda Helena Blavatsky ve Theosophical Derneği Budizm ve Hinduzm ile ilgilenmeye başladı; Hindistan’ın ve Tibet’in zengin ruhunu batıya açtı. Geçmiş 70 yılda, bu konular ile ilgili bir çok tartışma ve tercüme yayınlandı. Dalai Lama ve diğer bir çok gurunun batıya gelmesi ile de insanların öğrenme istekleri arttı. Yeniden doğuş ile ilgili bilgilerin diğer kaynağı da, hipnoz ve meditasyondur. Bu konuda birbirini tamamlayan pek çok araştırma ve deneme yapılmaktadır. Artan bilgiler ve kişisel ruhsal denemeler de bu kitapta anlatılmaktadır. Diğer bir kaynakta, Dr.Micheal Newton’ın “Journey of Souls” adlı kitabında anlatılan ve kişiler üzerinde bu konularda yapılan bir çok hipnoz seanlarıdır.

 

Bir kişi öldüğü zaman fiziksel olmayan varlık, fizikten ayrılır. Fiziksel olmayan Ben, doğumda geldiği ruhlar dünyasına geri döner. Ölümle birlikte görünmeyen enerji düzeyleri “gümüş kordon (silver cord)”un kopması ile Fizik Bedenden ayrılır. Hara ve Kundalini hattındaki chakralardaki geçişi durur. İşlevi yaşam gücünü fizik varlığa getirmek olan Eterik Bedene artık ihtiyaç olmadığı için, Eterik Bedende Fizik Beden ile beraber ölür. Eterik çift ölmez ve daha üste, Astral Beden ile birleşmek üzere Duygusal Beden seviyesine yükselir. Duygusal hasar enerji olarak zihinsel bedene taşınır ve ruh yeni bir hayat seçip reankarne olana kadar orada kalır. Olumsuz zihinsel modeller ve düşüncelerde bu seviyede, tıpkı bilgisayarda ki kodlamalar gibi tutulur. Bu hasarlar iki hayat arasındaki dönemde iyileşemez, iyileşebilmeleri için ruhun tekrar bir bedende hayat bulması gerekir. Karma da burada oluşur. Astral İkiz, duygusal ve zihinsel seviyeye hareket eder ve Ruhsal Bedendeki Yüksek Ben’in içine alınır. Gelişmemiş / çocuk benler büyür ve olgunlaşır. Duygusal ve zihinsel seviyedeki kodlanmış bilgi ve titreşimi ile “benliği”tutan Ruhsal Beden, yukarıya Öz Ben’e katılır. Herkesin Öz ve Tanrıça Ben’leri meleklerdir. Melekler hıristiyanlık kavramı ya da basit olarak ruhla ilgili bir rehberin adı değildir. Bizler, hepimiz melekleriz. Her bireyin bir çok hayatına ait ruh kaydı, alt nedensel beden düzeyinde tutulur. Belki de bu seviye, “Akashic” kaydın kendisidir. Bu geçmiş hayatlarda hangi derslerin öğrenildiği, hangilerinin gelecek hayatlarda devam etmesi gerektiğini belirleyen Öz Ben’dir. Kişi kendini yargılamak için değil, değerlendirmek için sunar. Bu noktaya kadar tüm bedenler ve benler, alt nedensel beden ve Öz Ben ile birleşir ama Öz Ben bağımsız kalır ve daha yukarı seviye ile birleşmez. Karmanın Efendileri, Öz Ben ve Akashic kayıt seviyesinde çalışır ama vücut bilincine Zihinsel Bedenden girer.

 

Öz Ruh veya Üst Ruh, yüksek nedensel beden seviyesinde bulunur ve Öz Benliklerin toplandığı yerdir; yani grup halinde ruhlardan oluşur. Öz Ruh, Tanrıça Ben’dir; sonsuz bilgeliğin Tanrıça tahtının görünüşüdür. Yüksek Ruh ya da Tanrıça Ben reankarnasyona dahil olmaz; o bir çok hayata bölünen Öz Ben’dir. Bir vücuttan dönen her Öz Ben, Öz Ruha yaşanan hayatlardan bilgileri ve öğrenilenleri getirir. Bir Tanrıça Ben / Öz Ruhta 25 ya da 30 kadar Öz Benlik bulunur; bunlar Öz Benliklerin öğretmeni ya da gözlemcisi durumundadırlar. Öz Ben tüm ruhsal gelişimini, tüm gerekli vücutlarda tamamladıktan sonra, gruptan ayrılır ve yeni bir Öz Ben olarak yöneteceği ve ilgileneceği başka bir Tanrıça Ben olur. Öz ve Tanrıça Ben’lere doğru yükselme süreci, yaşamlar arası statüde gerçekleşir. Bu ölümden hemen sonra değil, hazırlık aşaması ilerledikçe gerçekleşir. Bu aşamalarda geçen zaman değişkendir ve ruhların bilgileri ile, gelişmesi ve ilerleme isteğine bağlıdır. Yaşamlar arasında geçen bu zaman, üniversite çalışması ile karşılaştırılabilir. Biten yaşam değerlendirilir, analiz edilir; geçmiş yaşamlar ile karşılaştırılması yapılarak hangi bilgilerin alındığı, hangi deneyimlerin tamamlandığına ve hangilerinin hala yaşanması gerektiğine karar verilir. Bir ruh tekrar vücut bulmak için Öz Ben seviyesinde değil, Ruhsal Beden seviyesinde gelişmek zorundadır. Bu noktada daha ileriye, Öz Ben ve Tanrıça / Üst Ruha gidebilir ya da geri dönerek yeni bir Fizik Bedende yaşayabilir. Bir ruhun gelişimini devam ettiren Öz Ben olarak halen vücut bulmaya devam etmesi, genelde çok yüksek varlıklar olarak evrende hizmet için bulunmaları durumudur.  Öz Ben, Tanrıça Ben / Yüksek Ruh / Öz Ruh seviyesine geldiği zaman artık yeniden enkarne olmayacaktır.

 

Vücut bulma kararı, Öz Ben tarafından verilir ve bundan sonra varlık olma süreci başlar. Bir Öz Ben, 6 yeniden doğuşa kadar vücut bulabilir ve bunlar birbirleri ile nadiren karşılaşırlar. Birlikte öğrenmeleri gerekenleri öğrenmiş ve hala birlikte olmak isteyen eş ruhlar, tek Öz Ben’den vücut bulup daha sonra iki yaşama ayrılabilir. Bir çiftin devamlı ve sonsuz olarak birleşmelerine izin verildiği zaman iki ruh birleşir ve tek olur. Y Onlar “Işığa Mühürlenirler” ve daha sonra tek vücutta iki ayrı bilinç olarak yaşayabilirler. Bu bir kutsanma, tamamlanma ve büyük bir hediyedir. Çünkü tüm ruhlar özünde birleşmiş çiftlerdir.

 

Alt nedensel beden Akashic kaydı içerdiği için, ruhun bir sonraki hayatta yaşayacağı asıl ders ve deneyimleri belirleyen, Öz Ben’dir. Bu temel karar ile ruh, Ruhsal Bedene iner ve orada Yüksek Ben, Öz Ben’den ayrılır. Yeni yaşamdaki Yüksek Ben, gelen hayattaki şartlara ve durumlara yön vermek için Karmanın Efendileri ile çalışır. Bu, yaşanması gereken derslerin üstesinden gelebilmek, ebeveynlerin seçilmesini ve yaşam amacını etkileyecek, ruhun yolunu belirleyecek öğretmenleri seçmeyi de içerir. Bu yol ne olacak, eşimiz kim olacak, ilişkilerimiz hangi şartlarda olacak, nerede yaşayacağız ve hangi zorlukları aşmamız gerekecek, yine bu noktada belirlenir. Ruhun evrene ve insanlığa hizmeti seçilir ve hizmetin en iyi nasıl yapılabileceğine karar verilir. Zorluklar, engeller o hayatın gerektirdiği şekilde ve amaca göre ayarlanır. Geçmiş yaşamlardan kalan acılar, sıkıntılar, yaralar, olumsuz düşünce formları, tamamlanmamış ilişkiler ve ruhun aldığı hasarlar dikkate alındığı gibi diğer hayatlardan çözümlenmemiş olaylara ve ruhun Akashic kayıtlarına da bakılır. Bunların bir kısmı, başlayan bu yeni hayatta iyileştirilmelidir; ve kalanlar gelecek yaşamlara, tamamlanmamış olarak devredecektir. Gelen yaşamda yüzleşilmesi gerekenler, Zihinsel ve Duygusal Bedenler Ruhsal Bedenden ayrılırken alıkonur ve yeni yaşamda devreye girer. O yaşamda ortaya çıkmayacak olanlar ise daha sonra kullanılmak üzere Akashic kayıtlara geçer.

 

Gelen yaşam için tüm bu seçimler ve kararlar, onları deneyimleyecek olan ruhun rızası ile yapılır. Kararlar dikkatli bir şekilde ruhun yol göstericileri; onun Yüksek Ben’i, Öz Ben’i, Tanrıçası ve Karmanın Efendilerinin yardımı ile alınır. Bazen insanın gerçekten acı çekmeyi seçmeleri açıklanamaz gibi görünebilir; ama unutmayınız ki bunlar, ruh seviyesinde seçilir ve sadece acı çekmek ruhun gelişimini sağlayan gerekli dersleri açığa çıkarır. Bu seviyede acı yoktur; ruh, vücut öldükten sonra acının ne olduğunu unutur. Hayatımız boyunca öğreneceğimizi kabul edebiliriz ama bu öğrenmenin ne şekilde olacağını seçemeyiz. Bu kararlar bilinç dışı seviyede, en iyisi olması ve gerekli gelişim için alınır. Bu zaman geldiğinde, ruh yeni bedeni seçer ve fetus doğmaya hazırken ona girmeye başlar. Fetus iken bir kaç kez girip çıkar, ama doğmadan önce tam olarak girmez.

 

Ruhun yeni yaşam için gelişiminde, Yüksek Ben, Ruhsal Beden seviyesinden inip yeni oluşan Zihin Bedene dahil olur. Zihin ağları, yeni yaşamın Zihin Bedenini oluşturur, karma ile tespit edileni geçirir ve Duygusal Bedenin ayrılmasını başlatır. Yeni duygusal / astral düzeyde yer almak için Astral İkiz, Yüksek Ben’den ayrılır. Eterik Çift, doğumda Astral İkizden ayrılır ve Eterik Beden ile Eterik / Kundalini chakralarını aktif hale getirir. Bu vagus sinirleri aracılığı ile olur, bu da daha sonra otomatik olarak fiziksel bedenin sinir sistemini oluşturur. Hara çizgisi chakraları da, doğumla birlikte eterik chakralar ile aktif hale geçer. Bu eterik çiftin astral ikizden ayrılması, daha sonra gelen enerji çizgilerinin ayrılması ile olur. Bu aşamadan sonra eterik çift devamlı olarak fiziksel bedenin yanında kalır, astral ikiz ise çocukluk ve hayat süresince serbestçe vücuda girer, çıkar. Hem Eterik, hem de Astral Benler, kalbin arkasındaki kalp chakrası ve daha geri çizgide yeralan Kişilik Benleri ile bağlıdırlar. Bu benlerin ve bedenlerin bağı; Gümüş Kordon (Silver Cord) dur. Böylece yaşam biter ve tekrar vücut bulur; hayatın çemberi ve karma yeniden başlar.           

Hiç yorum yok: