YENİDEN DOĞUŞ SÜRECİ
Karmik problemlerin iyileştirilmesi üzerinde çalışırken,
karmanın bir hayattan diğerine nasıl taşındığını ve karma kararlarının nasıl
alındığının bilinmesi gereklidir. Fiziksel vücudumuz dışında da hayatımız
vardır; benliğimizin ve yaşamımızın büyük bölümü fiziksel olmayan düzeyle
şekillenir. Ancak iki nedenle biz bunun farkında değiliz; doğum anında karmanın
üzeri örtülüdür ve geçmiş yaşamlarımızı unuturuz. Bunun nedeni ise mukayese
etmeden ve şaşırmadan, şu anda öğrenmemiz gereken hayata tam olarak konsantre
olabilmektir. Aslında bu haksızlık olarak görünebilir, özellikle geçmiş yaşam
ve ruhumuzla ilgili ufacık bir bilgiyi bile ne kadar zorlukla elde ettiğimiz
düşünülürse. Diğer neden ise, - en azından Batı da- baskın dini otoritelerdir.
Katolik ve protestanlık geçmiş yüzyıllarda devlet dinleri idi ve insanlar
üzerinde otorite kuran ve onların manevi / ruhsal dünyalarını kontrol altında
tutan dinlerdi. İnsanlar her şeyi rahiplere danışırdı ve rahiplikte kilise ve
hükümet tarafından idare edilirdi. İnsanlar reankarnasyondan habersiz, bağımlı
idi ve korku ile bastırılıyordu. Bunun aksine davranış ve özgür düşünce
engizisyon tarafından ölümle cezalandırılıyordu. Yahudiler bu konular ile
ilgili bilgilere sahip olsalarda, tamamen boyun eğdirilmiş durumdaydılar. Bu
dönemde ölüm, yeniden doğuş gibi bilgiler kaybolmuş ve ruhun yeteneklerinin
kanıtları engizisyonda yakılmıştı. Din adına, ne olduğumuza ait bilgilerin yok
edilmesi çok ironiktir. Neyseki bu değişmiş ve yeni çağ ile birlikte bilgiler,
geri gelmeye başlamıştır.
1920’li yıllarda Helena Blavatsky ve Theosophical Derneği
Budizm ve Hinduzm ile ilgilenmeye başladı; Hindistan’ın ve Tibet’in zengin
ruhunu batıya açtı. Geçmiş 70 yılda, bu konular ile ilgili bir çok tartışma ve
tercüme yayınlandı. Dalai Lama ve diğer bir çok gurunun batıya gelmesi ile de
insanların öğrenme istekleri arttı. Yeniden doğuş ile ilgili bilgilerin diğer
kaynağı da, hipnoz ve meditasyondur. Bu konuda birbirini tamamlayan pek çok
araştırma ve deneme yapılmaktadır. Artan bilgiler ve kişisel ruhsal denemeler
de bu kitapta anlatılmaktadır. Diğer bir kaynakta, Dr.Micheal Newton’ın
“Journey of Souls” adlı kitabında anlatılan ve kişiler üzerinde bu konularda
yapılan bir çok hipnoz seanlarıdır.
Bir kişi öldüğü zaman fiziksel olmayan varlık, fizikten
ayrılır. Fiziksel olmayan Ben, doğumda geldiği ruhlar dünyasına geri döner.
Ölümle birlikte görünmeyen enerji düzeyleri “gümüş kordon (silver cord)”un
kopması ile Fizik Bedenden ayrılır. Hara ve Kundalini hattındaki chakralardaki
geçişi durur. İşlevi yaşam gücünü fizik varlığa getirmek olan Eterik Bedene
artık ihtiyaç olmadığı için, Eterik Bedende Fizik Beden ile beraber ölür.
Eterik çift ölmez ve daha üste, Astral Beden ile birleşmek üzere Duygusal Beden
seviyesine yükselir. Duygusal hasar enerji olarak zihinsel bedene taşınır ve
ruh yeni bir hayat seçip reankarne olana kadar orada kalır. Olumsuz zihinsel
modeller ve düşüncelerde bu seviyede, tıpkı bilgisayarda ki kodlamalar gibi
tutulur. Bu hasarlar iki hayat arasındaki dönemde iyileşemez, iyileşebilmeleri
için ruhun tekrar bir bedende hayat bulması gerekir. Karma da burada oluşur.
Astral İkiz, duygusal ve zihinsel seviyeye hareket eder ve Ruhsal Bedendeki
Yüksek Ben’in içine alınır. Gelişmemiş / çocuk benler büyür ve olgunlaşır.
Duygusal ve zihinsel seviyedeki kodlanmış bilgi ve titreşimi ile “benliği”tutan
Ruhsal Beden, yukarıya Öz Ben’e katılır. Herkesin Öz ve Tanrıça Ben’leri
meleklerdir. Melekler hıristiyanlık kavramı ya da basit olarak ruhla ilgili bir
rehberin adı değildir. Bizler, hepimiz melekleriz. Her bireyin bir çok hayatına
ait ruh kaydı, alt nedensel beden düzeyinde tutulur. Belki de bu seviye,
“Akashic” kaydın kendisidir. Bu geçmiş hayatlarda hangi derslerin öğrenildiği,
hangilerinin gelecek hayatlarda devam etmesi gerektiğini belirleyen Öz Ben’dir.
Kişi kendini yargılamak için değil, değerlendirmek için sunar. Bu noktaya kadar
tüm bedenler ve benler, alt nedensel beden ve Öz Ben ile birleşir ama Öz Ben
bağımsız kalır ve daha yukarı seviye ile birleşmez. Karmanın Efendileri, Öz Ben
ve Akashic kayıt seviyesinde çalışır ama vücut bilincine Zihinsel Bedenden
girer.
Öz Ruh veya Üst Ruh, yüksek nedensel beden seviyesinde
bulunur ve Öz Benliklerin toplandığı yerdir; yani grup halinde ruhlardan
oluşur. Öz Ruh, Tanrıça Ben’dir; sonsuz bilgeliğin Tanrıça tahtının
görünüşüdür. Yüksek Ruh ya da Tanrıça Ben reankarnasyona dahil olmaz; o bir çok
hayata bölünen Öz Ben’dir. Bir vücuttan dönen her Öz Ben, Öz Ruha yaşanan
hayatlardan bilgileri ve öğrenilenleri getirir. Bir Tanrıça Ben / Öz Ruhta 25
ya da 30 kadar Öz Benlik bulunur; bunlar Öz Benliklerin öğretmeni ya da
gözlemcisi durumundadırlar. Öz Ben tüm ruhsal gelişimini, tüm gerekli
vücutlarda tamamladıktan sonra, gruptan ayrılır ve yeni bir Öz Ben olarak
yöneteceği ve ilgileneceği başka bir Tanrıça Ben olur. Öz ve Tanrıça Ben’lere
doğru yükselme süreci, yaşamlar arası statüde gerçekleşir. Bu ölümden hemen
sonra değil, hazırlık aşaması ilerledikçe gerçekleşir. Bu aşamalarda geçen
zaman değişkendir ve ruhların bilgileri ile, gelişmesi ve ilerleme isteğine
bağlıdır. Yaşamlar arasında geçen bu zaman, üniversite çalışması ile
karşılaştırılabilir. Biten yaşam değerlendirilir, analiz edilir; geçmiş
yaşamlar ile karşılaştırılması yapılarak hangi bilgilerin alındığı, hangi
deneyimlerin tamamlandığına ve hangilerinin hala yaşanması gerektiğine karar
verilir. Bir ruh tekrar vücut bulmak için Öz Ben seviyesinde değil, Ruhsal
Beden seviyesinde gelişmek zorundadır. Bu noktada daha ileriye, Öz Ben ve
Tanrıça / Üst Ruha gidebilir ya da geri dönerek yeni bir Fizik Bedende
yaşayabilir. Bir ruhun gelişimini devam ettiren Öz Ben olarak halen vücut
bulmaya devam etmesi, genelde çok yüksek varlıklar olarak evrende hizmet için
bulunmaları durumudur. Öz Ben, Tanrıça
Ben / Yüksek Ruh / Öz Ruh seviyesine geldiği zaman artık yeniden enkarne
olmayacaktır.
Vücut bulma kararı, Öz Ben tarafından verilir ve bundan
sonra varlık olma süreci başlar. Bir Öz Ben, 6 yeniden doğuşa kadar vücut
bulabilir ve bunlar birbirleri ile nadiren karşılaşırlar. Birlikte öğrenmeleri
gerekenleri öğrenmiş ve hala birlikte olmak isteyen eş ruhlar, tek Öz Ben’den
vücut bulup daha sonra iki yaşama ayrılabilir. Bir çiftin devamlı ve sonsuz
olarak birleşmelerine izin verildiği zaman iki ruh birleşir ve tek olur. Y
Onlar “Işığa Mühürlenirler” ve daha sonra tek vücutta iki ayrı bilinç olarak
yaşayabilirler. Bu bir kutsanma, tamamlanma ve büyük bir hediyedir. Çünkü tüm
ruhlar özünde birleşmiş çiftlerdir.
Alt nedensel beden Akashic kaydı içerdiği için, ruhun bir
sonraki hayatta yaşayacağı asıl ders ve deneyimleri belirleyen, Öz Ben’dir. Bu
temel karar ile ruh, Ruhsal Bedene iner ve orada Yüksek Ben, Öz Ben’den
ayrılır. Yeni yaşamdaki Yüksek Ben, gelen hayattaki şartlara ve durumlara yön
vermek için Karmanın Efendileri ile çalışır. Bu, yaşanması gereken derslerin
üstesinden gelebilmek, ebeveynlerin seçilmesini ve yaşam amacını etkileyecek,
ruhun yolunu belirleyecek öğretmenleri seçmeyi de içerir. Bu yol ne olacak,
eşimiz kim olacak, ilişkilerimiz hangi şartlarda olacak, nerede yaşayacağız ve
hangi zorlukları aşmamız gerekecek, yine bu noktada belirlenir. Ruhun evrene ve
insanlığa hizmeti seçilir ve hizmetin en iyi nasıl yapılabileceğine karar
verilir. Zorluklar, engeller o hayatın gerektirdiği şekilde ve amaca göre
ayarlanır. Geçmiş yaşamlardan kalan acılar, sıkıntılar, yaralar, olumsuz
düşünce formları, tamamlanmamış ilişkiler ve ruhun aldığı hasarlar dikkate
alındığı gibi diğer hayatlardan çözümlenmemiş olaylara ve ruhun Akashic
kayıtlarına da bakılır. Bunların bir kısmı, başlayan bu yeni hayatta
iyileştirilmelidir; ve kalanlar gelecek yaşamlara, tamamlanmamış olarak
devredecektir. Gelen yaşamda yüzleşilmesi gerekenler, Zihinsel ve Duygusal
Bedenler Ruhsal Bedenden ayrılırken alıkonur ve yeni yaşamda devreye girer. O
yaşamda ortaya çıkmayacak olanlar ise daha sonra kullanılmak üzere Akashic
kayıtlara geçer.
Gelen yaşam için tüm bu seçimler ve kararlar, onları
deneyimleyecek olan ruhun rızası ile yapılır. Kararlar dikkatli bir şekilde
ruhun yol göstericileri; onun Yüksek Ben’i, Öz Ben’i, Tanrıçası ve Karmanın
Efendilerinin yardımı ile alınır. Bazen insanın gerçekten acı çekmeyi seçmeleri
açıklanamaz gibi görünebilir; ama unutmayınız ki bunlar, ruh seviyesinde
seçilir ve sadece acı çekmek ruhun gelişimini sağlayan gerekli dersleri açığa
çıkarır. Bu seviyede acı yoktur; ruh, vücut öldükten sonra acının ne olduğunu unutur.
Hayatımız boyunca öğreneceğimizi kabul edebiliriz ama bu öğrenmenin ne şekilde
olacağını seçemeyiz. Bu kararlar bilinç dışı seviyede, en iyisi olması ve
gerekli gelişim için alınır. Bu zaman geldiğinde, ruh yeni bedeni seçer ve
fetus doğmaya hazırken ona girmeye başlar. Fetus iken bir kaç kez girip çıkar,
ama doğmadan önce tam olarak girmez.
Ruhun yeni yaşam için gelişiminde, Yüksek Ben, Ruhsal
Beden seviyesinden inip yeni oluşan Zihin Bedene dahil olur. Zihin ağları, yeni
yaşamın Zihin Bedenini oluşturur, karma ile tespit edileni geçirir ve Duygusal
Bedenin ayrılmasını başlatır. Yeni duygusal / astral düzeyde yer almak için
Astral İkiz, Yüksek Ben’den ayrılır. Eterik Çift, doğumda Astral İkizden
ayrılır ve Eterik Beden ile Eterik / Kundalini chakralarını aktif hale getirir.
Bu vagus sinirleri aracılığı ile olur, bu da daha sonra otomatik olarak
fiziksel bedenin sinir sistemini oluşturur. Hara çizgisi chakraları da, doğumla
birlikte eterik chakralar ile aktif hale geçer. Bu eterik çiftin astral ikizden
ayrılması, daha sonra gelen enerji çizgilerinin ayrılması ile olur. Bu aşamadan
sonra eterik çift devamlı olarak fiziksel bedenin yanında kalır, astral ikiz
ise çocukluk ve hayat süresince serbestçe vücuda girer, çıkar. Hem Eterik, hem
de Astral Benler, kalbin arkasındaki kalp chakrası ve daha geri çizgide yeralan
Kişilik Benleri ile bağlıdırlar. Bu benlerin ve bedenlerin bağı; Gümüş
Kordon (Silver Cord) dur. Böylece yaşam biter ve tekrar vücut bulur; hayatın
çemberi ve karma yeniden başlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder