14 Ocak 2013 Pazartesi

Bunları Sen de Yaşıyor Musun? 2013 Mesajı Nil Gün

Nil Gün - Bunları Sen de Yaşıyor musun?


2013 yılı hoş gelsin. Bundan sonraki yıllarda dünyanın gidişatında büyük değişimlere şahit
olacağız. İnsanlık tarihinde, türümüzde daha önce bu boyutta ve hızda yaşanmamış bir bilinç
sıçramasının yaşanacağı bu evrimleşme sürecinin başlangıç evresinde yer aldığımız için
“köprü insanlar” olarak çok şanslıyız.

1970’li yıllardan beri gelişime açık Homo sapienslerin bu süreçte bireysel olarak yaşadığı veya
yaşayacağı bazı somut durumları paylaşmak istiyorum. Yaşadıklarınıza ve yaşayacaklarınıza bir
anlam verebilesiniz diye. Bu belirtilerin hepsi olmasa da çoğu, zaman içinde sıkça yaşanır.

1. Eski kimliğiniz artık size doyum vermez. Kim ve ne olduğunuzu sorgularsınız. Yalnızlık
hissedersiniz. Toplum içinde kendinizi rol yaparken bulursunuz. Bu durum sizi rahatsız
eder.

2. Bedensel ve zihinsel enerjinizde belirgin bir artış hissedersiniz. Bazen fiziksel olarak
taşıyabileceğinizden daha fazlaymış gibi hissedebilirsiniz. Kendinizi takvim yaşınıza göre,
hem enerji hem görünüm olarak daha genç hisseder; beden-zihin-ruh bağlantısını daha
iyi kurabilmek için bedeninize gereken saygıyı gösterir ve egzersiz yapma arzusu
duyarsınız. Ellerinizle ayaklarınızın ısısı yükselir.

3. Kendiliğinden daha derin nefes almaya başladığınızı fark edersiniz, duruşunuz diklik
kazanır. Bedeninizin esnekliği artar. Bedeninizde enerji tıkanması olan yerleri daha
farkındalıkla hissedersiniz. Bu tıkanık/ağrıyan bölgelerde birikmiş duygulardan
özgürleşmeniz gerektiğini bilirsiniz. İlaçlarla kendinizi iyileştirmeye çalışmak yerine
bütünsel sağlık uygulamalarısize daha çekici gelir.

4. Beslenme tarzınız kendiliğinden daha sağlıklı hale gelir. Bedene zarar veren yiyeceklere
ilginiz azalır. Bedeninizde değişimler yaşayabilirsiniz. Bütün bedeniniz ve zihniniz
değişmektedir. Eski sorunlar aşıldıkça zihniniz ve bedeniniz de düzene girecektir.
Sevgiye evet dedikçe vibrasyonunuz yükselir.

5. Eskisine göre çok daha fazla sıvı tüketirsiniz. Yüksek sıvı tüketim süreci uzun süre
devam eder.

6. Duyularınızın duyarlılığı belirgin şekilde artar. Duyusal uyarılara hassaslaşırsınız. Özellikle
işitme, tat ve koku duyularınız keskinleşir. Yüksek seslere karşı duyarlılığınız artar.
Bazen birisinin isminizi seslendiğini “duyarsınız.” Yanınızda birilerinin olduğunu
hissedersiniz. Altıncı duyunuz açılır ve daha yüksek titreşimli enerjileri algılar hale
gelirsiniz. Başkalarının göremediği titreşim boyutlarını gördüğünüz anlar artar.

7. Burnunuza bir anda güzel kokular gelir ve kaybolur. Bazen hiçbir şey yemediğiniz halde
damağınızda enfes bir tat hissedersiniz. Ama bu, bildiğiniz ve aşina olduğunuz bir tat
değildir.

8. Göz kenarıyla ışık topu, gölgeler, ışık huzmeleri, geometrik şekiller, birtakım ışık/gölge
hareketleri görürsünüz. Gözünüzün kenarından gördüğünüz bu şekiller yeni düşünce
frekanslarının beyninize giriş anlarıdır.

9. Dünyayı yeni gözlerle görmeye başlarsınız. Farkındalığınız ve uyanışınız artar. Sevecen,
her şeyle “bir ve bağlantıda” olduğunuzu hissedersiniz. Başkalarına yürekten yardım ve
hizmet edersiniz. Bunun aslında “kendinize” yardım etmek olduğunu idrak edersiniz.
Desteğe gerçekten ihtiyacı olan insanlar ile sizi manipüle etmeye çalışarak kullanmak
isteyen insanların ayrımını kolaylıkla yaparsınız. Vicdanınız sizin pusulanızdır.

10. Bazen eski dünyanızın size dayattıkları sizi karmaşaya düşürse de, bunun üstesinden kısa
zamanda gelirsiniz. “Hayır” ve “Evet” sözcüklerini yerli yerinde kullanırsınız.

11. Düşük frekanslı ayrımcı ve önyargılı yaklaşımlara “tahammülsüzlüğünüz” artar. Drama
krallarını/kraliçelerini hayatınızdan uzaklaştırırsınız. Sürü bilincinden uzaklaşırsınız.
Sevmenin “katlanmak” anlamına gelmediğini idrak edersiniz. Zamanınızın değerini
bilirsiniz.

12. İlham, yaratıcılık anlarınız artar. Daha önce düşünmediğiniz fikirler ardı ardına gelir.
Bazen titreme ya da ter basması yaşayabilirsiniz.

13. Tek başına olmayı seçtiğiniz zamanlar çoğalır. Bu anları tercih edersiniz. Bu anlar
yaratıcılık anlarınızın arttığı anlardır.

14. Başınızın üzerinde bir basınç hissedersiniz. Sanki birisi parmağıyla bastırıyormuş gibi.
Baş ağrısı, baş dönmesi hisseder, boyun ve bel ağrıları çeker, alerjilerinizde artış olur.
Ama bunlar geçicidir. İlk dönemlerde uyku düzeniniz bozulur, sıkça uyanır veya
uyumakta güçlük çekersiniz. Özellikle sabaha karşı 02:00 ila 04:00 saatleri arasında
uyumakta zorlanırsınız. Bir süre sonra uyku düzeniniz doğal olarak ve kendiliğinden
yeniden oluşur.

15. Hiç nedensiz duygu değişimleri yaşarsınız. Bir an hiç nedensiz üzgün, bir an neşeli, bir an
kızgın, bir an mutlu olursunuz, bir an depresyon yaşarsınız, bir an umursamazlık
hissedersiniz. Bu hızlı değişimlere, duygu çalkantılarına bir anlam veremezsiniz. Bu, kalp
çakranızın açılmasından dolayı yıllar boyu bastırılmış duygularınızın açığa çıkış sürecidir.
Duygular kendiliğinden ortaya çıktığında onları kabul edin ve sevgiyle özgür bırakın.
Duygularla barışma sürecidir bu.

16. Hem kısa vadeli hem uzun vadeli unutkanlıklar artar. Bazen “kayıp zaman” anları
yaşarsınız. Bu anlarda bulunduğunuz yerde değil başka bir yerdeymişsiniz gibi
hissedersiniz. “Kayıp zaman” anlarında bulunduğunuz yerde ne yaptığınızı hatırlamazsınız.
Bazı anlar kısmen ya da tamamen bedeninizden ayrıymış gibi hissedersiniz.

17. Eski sorunlar sizi yeniden ziyaret eder. Bazı anlarda kendinizi kaybolmuş hissedersiniz.
Bu sorunlarla yüzleşmek, kucaklaşmak, çözüm üreterek özgürleşmek derin temizlik
sürecidir bu ve geçilmesi gerekli bir süreçtir. Bu anlarda kendinizi “depresif” hissetseniz
bile bu ruh halinden çabuk çıkarsınız. En uzun “depresyonunuz” üç günü geçmez.

18. Başlangıç döneminde birçok kayıp yaşarsınız. İş, aile, mülk, para, ilişki vs. Bazen bu
kayıplara tahammül etmekte zorlanırsınız ama kapasitenizin bütün bunları kaldırabildiğine
zaman içinde tanık olursunuz.

19. Parasal engeller, size ilk anda engel gibi gelse de bu durum içinizde, gelişiminize destek
olacak konularda yapmak istediğiniz şeylerin önüne geçemez. Bunların geçici “durumlar”
olduğunu “sezgisel” olarak bilirsiniz. Engele değil, aşmaya odaklanırsınız. Hayata
güvendikçe parasal engelleri de yaşamaz hale gelirsiniz. Bolluk ve bereket bilinciniz
artar.

20. Gelişiminizin önündeki en büyük engelin “kibir” ve “eleştirilme korkusu” olduğunu idrak
edersiniz ve kibir anlarınızı hemen yakalayarak kendinize “ayar” vermeye özen
gösterirsiniz. Özeleştiri yapabildiğiniz için artık hayatınızda kibrin yeri yoktur. Kibir
gittikçe doğallık, içtenlik, sıcaklık ve sevecenlik artar.

21. Artık size hizmet etmeyen tepki ve davranış kalıplarınızdan, sizisınırlayan inançlardan ve
alışkanlıklarınızdan özgürleşme ihtiyacı duyar ve bu doğrultuda adım atarsınız.
adımları atmaya cesaretiniz olur. Eskiyi temizleyip yeniye yer açarsınız.

22. İstemeyerek çalıştığınız işler sizi hızla tüketir, kanınızı emer hale gelir. Ama korkuyla
orada kalmak yerine cesaretle kendinize yeni imkânlar yaratmayıseçersiniz… ve kapılar
açılır.

23. Enerjinizisizi geliştiren ve Bütün’e yararlı düşüncelere, duygulara, davranışlara ve
seçimlere yöneltirsiniz.

24. Hiç nedensiz huzur içinizisıkça kaplar. Her şeyi kontrol etme ihtiyacı yerine kendinizi
akışa bırakmaya başlarsınız. Kötü bir gün geçirdiğinizde kendinize moral verebilirsiniz.
Farkındalığınız arttıkça, bilinciniz genişledikçe kendinize ve başkalarına karşı daha
şefkatli olursunuz.

25. Derin boyutta doğrudan size hitap eden işaretleri daha sıklıkla görmeye başlarsınız.
Farkındalığınız arttığı için bu işaretler sizin için büyük anlam ifade etmeye başlar.

26. Rakamlara merak salarsınız. Rakamların, sembollerin derin anlamlarıyla ilgilenmeye
başlarsınız. Kendini tekrar eden rakamlar sıkça karşınıza çıkar ya da rüyalarınızda
görürsünüz.

27. Eş zamanlılık artar. Hayatınızda “anlamlı tesadüfler” olağanüstü boyutta sıklaşır. Doğru
yolda olduğunuzda “tesadüfen” doğru insanlarla doğru zamanlarda karşılaşırsınız.
Birbiriyle alakası yokmuş gibi görünen olaylar anlam kazanmaya başlar. Bu mesajların
ardındaki mesajları algılamaya başlar, sezgilerinizin güvenirliliğine daha fazla güven
duyarsınız.

28. Dejavü (bir olayı daha önce de yaşamış gibi hissetmek) anlarını yaşarsınız. Üç boyutlu
beden dışı deneyimler de yaşayabilirsiniz.

29. İnsanlara, hayvanlara ve doğaya empatiyle yaklaşırsınız. Evcil hayvanlar size yaklaşır ve
size sürünür. Bebekler size sıcak tepki verir. Her şeyle aranızdaki bağı daha güçlü
hissedersiniz. Kendinizi gizlemek yerine duygularınızı insanlarla daha rahat paylaşırsınız.
Ağlamak istediğinizde ağlar, gülmek istediğinizde gülersiniz.

30. Kendinizle dalga geçme ve espri yapma yeteneğiniz artar. Daha çok gülersiniz.

31. Bir günbatımını seyretmek gibisade anlardan büyük keyif alırsınız. Bu anlarda içinizi
dinginlik ve huşu kaplar.

32. Rüyalarınızı daha sık hatırlar ve sembollerin mesajlarını daha net algılarsınız. Hayatınıza
giren her insanın hayatınızda sizin davetinizle yer aldığını bilirsiniz.

33. Yüreğinizin derin arzularını takip etmek için kendinize izin verirsiniz.

34. Yuvaya (öz’ünüze) dönüşte her “şimdi”yi kendinizin yarattığını bilirsiniz. Bazen de “Ben
burada ne arıyorum? Eve gitmeliyim” duygusunu hissedersiniz.

35. Kendi hayatınızın sorumluluğunu fiziksel, duygusal, zihinsel, ekonomik boyutlarda
TÜMÜYLE üstlenirsiniz. “Suçlama” ve “mazeret”i hayatınızdan TÜMÜYLE
çıkarırsınız. Kendi ayaklarınızın üzerinde durabilecek güce ve özgüvene sahip olursunuz.
Başka insanların hayatlarında olumlu farklar yaratırsınız.

Bu 35. madde çok önemli. Suçlama ve mazeretten özgürleşmek. Her boyutta kendi
hayatımızın sorumluluğunu üstlenmek ve başkalarına da yararlı bir hayat sürmek. Bu
sorumluluğu üstlenmeksizin, sadece bu belirtilerden bazılarını yaşadığı için kendisine
özel güçler atfeden akıl sağlığı pek yerinde olmayan insanlar da var. Ruh ve sinir
hastalıkları hastaneleri ve bazı “spiritüel” gruplar bu tür insanlarla dolu.

Ne kendine
ne başkalarına hayrı dokunan benmerkezci “özel” (!) insanlar… Spiritüelim diye ortalıkta
dolanıp, kendisiyle yüzleşmekten ödü patlayan insanlar… Ayağı yere basmayan insanlar…
Bu deneyimleri yaşarken kişinin ayaklarının yere basması, hayatın ve hayatının sorumluluklarını
taşıyabilme gücüne ve sevme yetisine sahip olması EN ÖNEMLİ kıstastır.

Elbette bu belirtilerden bazılarını herkes zaman zaman yaşamış veya yaşıyor olabilir. Önemli
olan bunları gittikçe daha sıklıkla yaşıyor olmanız ve 35. maddeye uygun bir yaşam sürmeniz.
Bedenimizin dünyanın yeni enerjisine “frekans uyumu” sürecinde, bazı insanlar “bana neler
oluyor?” duygusuyla panikler ya da “deli” diye yaftalanacaklarından çekinerek deneyimlerini
kimselere söylemezler. Yalnız olmadığınızı HATIRLAYIN!

Dönüşüm İçin Dört Adım

Bilinç yükselmesi sürecinde enerjinin akışa ihtiyacı var. Bu akış için olanı olduğu gibi kabul
etmeye, değer bilmeye, şefkate ve kendimize güvenmeye ihtiyacımız var.

1. Kabul edin: Hayata “Evet” deyin. Olana “Hayır” demek dışarıya çıkmaya çalışan
enerjiyi bastırmaya çalışmaktır. Enerji dışarı çıkıp, çözümlenmek tamamlanmak ve
özgürleşmek istiyor.

2. Değer bilin: Hoşlandığınız ve hoşlanmadığınız durumlara teşekkür edin. Bana bu
yönümü gösteren duruma, hastalığa, kişiye teşekkür ederim.

3. Şefkat hissedin: Şefkat hissetmek bir düşünce kadar yakın. Sevecen bir düşünce
şefkat duygularını açığa çıkarır. Kendinizi artı ve eksilerinizle kabul ederek “Seni
seviyorum” deyin. Teşekkür etmenin ötesinde “üzüntümü kucaklıyorum, duygularımı
kucaklıyorum” şefkatini verin kendinize. İçinizdeki şefkat duygusunun artışını hissediyor
olacaksınız.

4. Hayata güven duyun: Kendine güvenmek ve hayata güvenmek aynı şeydir. İşte bu
uyanıştır.

Her gün meditasyona zaman ayırın. Sezgilerinize güvenin. Yeni yıl dünyamıza neyi getireceğini
bizim seçimlerimizle belirliyor.

Yaşama… OLANA… EVET!

Amaçlı ve anlamlı bir yaşam içinde sevgiyle hoşça olun.

Hiç yorum yok: